17 Ocak 2021 Pazar

İÇİMDEN GELDİĞİNCE...

 Hayatta herkes birgün 'içindeki gerçek kendi'sini tanımalı bence... Yani ailenin yetiştirilişinden bağımsız, çevresel etkenlerin ötesindeki gerçek benliğini... Bunun için ise okumalı, müzik dinlemeli, film izlemeli, gezmeli, görmeli, topluma girmeli, konuşmalı, konuşturmalı... Bazen karşısına 'geçmişteki kendisi'ni koyup konuşturmalı ve onla tartışmalı. Ve böylece içindeki 'şarkı söyleyen, neşeli, hayatı dolu dolu yaşamak isteyen' o küçük çocuğu dışarı çıkarmalı... Hayal aleminde  değil gerçek yaşamda mutlu yaşatmalı onu... Başkalarına bizzat kendisi tarafından hissettirdiği  değerlilik duygusunu o çocuğa hissettirmeli. Onun yaraları  için ağlayıp üzülmek yerine , mutlu olacağı şeyleri keşfetmeli ve onunla birlikte onu yaşamalı. Başkasının gelip de elinden tutup onu kaldırmasını beklemeden,  kendi o çocuğu kaldırabilmeli. 

Hani bazen bencil insan gördük mü deriz ki , 'ne biçim insan bu? '  ... Ama en çok da onlar mutludur hayatta, farkettiniz mi? Çünkü kendi mükemmeliği içinde bir prens ya da prenseslik  dünyası kurmuştur kendine... Etrafındaki herkes de onun hizmetkarı...  Gülüşleri bazen belki sahte gelir bize, ama iç dünyalarında gerçekten mutludur onlar... Çünkü tek dertleri içlerindeki çocuğun mutluluğudur onların... 

Tamam, bu kadar da olmayalım. Ama;

 'o ne düşünür  bunu yapmamalıyım' 

'şuna da yardım etmeliyim '

'aman şunu da incitmeyim ' 

gibi arttırılabilecek, belki de bir daha hiç karşılaşmayacağımız milyonlarca insana 'iyi' olmaktan ziyade, içimizdeki çocuğa karşı 'iyi' olsak ve iyi davransak? Dünyamız ne güzel olurdu değil mi? 

Onun zevklerini keşfederek onları ona yaşatmaktan başlayabiliriz. 

Bucket list hazırlayıp , onları tek tek yapmaya başlamak bu işin başlangıcı.... Ama bunu hızlı yapma kısmı neden olmasın? 

Bizden değerli ne var ki? Bize bizden daha faydalı kim var ki şu dünyada? Ve bizi bizden daha iyi anlayacak hangi sırdaş var ki hayatımızda? 

Katı mı bakıyor bu yeni ben  hayata? Belki...  Ama bu katı beni de ben çok sevdim. Çünkü o gerçekten asıl ilgilenmesi gereken kişiyi biliyor. Ve bu anlamda hevesli de :) Hevesi kırmak da , bize ters :) 

Hayatta vizyonsuzca boş boş dolaşan kendini geliştirememiş bir iki yaptığı 'müthiş' şeyi bile( mesela yılda bir yaptığı kek gibi)  insanların gözüne soka soka instagramda facede orda burada paylaşan insanlara inat.... 

Sessizce kendine yatırımını yap ve eksik parçalarını tamamla... Birilerinin seni pohpohlaması alkışlaması için değil, içindeki küçük çocuğun mutluluğu için yap bunu.. Ve gerçekten mutlu ol bir yandan , diğer yanda da geliş değiş... İçelim güzelleşelim kafasındakiler gibi, güzelleş... :)

Peki... Değişim korkunç bir sey mi? 8 yılda hayatımdaki değişimlere bakıyorum da... Bence kesinlikle kötü değil. Durmak yok, aynen devam...

Dostoyevski 'nin 'İnsancıklar' adlı kitabından bir alıntı ile bitirmek istiyorum yazıyı: 

Çok tuhaftı , ağlayamadım. Ama ruhum paramparça olmuştu

İnsanın içine atmasının , güçlü görünmeye çalışmasının en yorucu hali u olsa gerek.. 

Hiç yorum yok: