https://www.hdfilmcehennemi2.pw/gozu-tamamen-kapali-hd-izle.html
Bugün yine tatilimizin film gecesiydi. Ve izlediğim ama tam yorumlayamadığım bir film izledim. Yani film buram buram kalite kokuyor ama nasıl desem başı sonu yok gibi... Anlatmaya çalıştığı şeyi anlamaya çalışırken internet yorumlarını okurken buldum kendimi... Ve gelelim bu yorumlardan bana göre de filme cuk oturan 'sevdiğim yorumlar' köşesi... Filmi bir daha izler miyim? Hayır... Ama size de bilgi olması açısından ve en önemlisi kendime geleceğe dair not kalması açısından yorumları da ekliyorum:
Eşinizin sizi aldattığını düşünüyorsunuz.Başka bir erkeğe eğilimini sezinlediniz.(ki ortada somut bir durum da yok.Sadece böyle bir karanlık düşünceye gömüldünüz)Bu durumu eşinize açar mısınız'Belki de kuracağınız bu yapıcı diyalog önyargılarınızı kırmanızı sağlayacak.Ama sizin gözünüz dönmüş bir kere.Aldatılmış olmayı düşünmenin verdiği ağır bir eziklik içerisindesiniz.Bu düşünceler silsilesi altında sokağa atıyorsunuz kendinizi.Karşınıza çıkan hayat kadınıyla giriştiğiniz pazarlıktan sonra daha da vahim bir hataya sürükleniyorsunuz.Arkadaşınız size seks tarikatının kapılarını açan şifreyi veriyor.Bu tarikatta gizlilik esas.Yüzlere takılan maskeler de bunun bir uzantısı.Dolayısıyla gerçek bir tarikat üyesi olmadığınız ortaya çıkarsa hayatınız tehlike altında demektir.Siz bütün bu riskleri göze alır mısınız'Kahramanımız alıyor ve yok yere kendisini büyük bir çıkmaza sürüklüyor. Bütün bu olay örgüsü içerisinde zengin hayat=mutlu hayat denkleminin ne kadar gerçeklikten uzak olduğunu görüyoruz.Belki de mutluluğun yolu aşırı doyumsuzluklarımızı dizginlemekten geçiyor.(ölçülü bir dizginleme, kesinlikle bir bedevi yaşantısı değil önerdiğim)Sadece bilinçaltında beliren dalgalanmalar değil insanı şekillendiren.Cinsellik şüphesiz yadsınamaz.Ama tek başına belirleyici değil cinsellik.Bizler sırf bu dürtüyle hareket etseydik hayvanlardan ne farkımız kalırdı'Belki de kapitalist kültürün ortaya çıkardığı bir durum bu.Hep daha fazlasını isteme...Sonra da ağır bir çökkünlük.Aldatmak ne kadının ne de erkeğin hakkı olmalı.Hayatlarımızı aldatma üzerine değil bağlanma üzerine kurgulamalıyız.Çiftler olumsuz bir durumla karşılaştıklarında bunu rahatlıkla birbirlerine açabilmeli ve aldatmaya zemin hazırlanmadan medeni bir tavır sergilenebilmeli.
Arthur Schnitzler'in Traumnovelle adlı kitabından uyarlanmış.Özenle seçilmiş klasik eserler soundtracke yakışmış.Cüretkar ayin ve orgy sahneleri Kubrick yapımı olduğunu her yerden belli ediyor.Ayrıca salt kadın erkek ilişkisini anlatmadığını ezoterik göndermelerden mekan ve dekor seçimlerinden anlayabilirsiniz.Diyalogların durağanlığı size şişirme bir senaryo havası verebilir ancak baştan sona ilginç bir film izleyeceğinizin garantisini verebilirim.
Ancak yönetmen stain kubrick in film olsun diye film yapmadığını bilenler ve filmdeki ince detayları yakalayanlar için eşsiz bir eser diyebiliriz.İlluminatinin ve buna benzer topluluklara çokça gönderme yapan filmin çekimleri tamamlandıktan sonra yönetmeninin öldürülmesi filmi daha da ilgi çekici e gizemli hale getirmiştir.
Tom Cruise'nin yaşadığı çatışma daha doğrusu özgüven kırılması iyi anlatılmış.
Açıkçası film'i Michael Sikkofield nickli arkadaşın yazdığı yazıları okumadan izlemeye koyulmuştum, Maskeli balo'nun Rothschild ailesi'nin Malikanesinde yapılması, Film'in başındaki iki adet kolon, Church of LaVeyan Satan'ın kurucusu olan "Macar"lı Anton Szandor LaVey göndermesi ve Bill ile Alice çiftinin katıldığı balo'nun duvarlarındaki sekizgen yıldız fazlasıyla dikkatimi çekmişti. Film bittikten sonra anladım mı? Tabikide anlamadım. O ayrı konu, neyse
Arthur Schnitzlerin aynı adlı eserinden uyarlanan ve yönetmenliğini Stanley Kubrickin yaptığı 1999 yapımı bir Hollywood filmidir.Psikanalist Arthur Schnitzlerin romanından uyarlanan psikanaliz ve cinselliği tema eden filmde Doktor William Harford (Tom Cruise), eşinin (Nicole Kidman) o güne dek gizlediği cinsel arzularını öğrenince, hayatında şüphe, korku ve cinsel keşiflerle dolu yeni bir sayfa açılır.Piyanist bir arkadaşı vasıtası ile katıldığı bir parti;uzun ve macera dolu bir gecede yaşanan kabus dolu saatler anlatılmaktadır.Film 2,5 saat olmasına rağmen yönetmenin ustaca çizdiği kompozisyon sayesinde, evliliği, sadakati ve cinselliği sürükleyici bir şekilde anlatarak seyircinin sorgulamasını sağlıyorBu film yönetmen Stanley Kubrick in son filmiydi.Söylendiğine göre filmin son kurgulanmış şeklini Warner Bros a sunduktan dört gün sonra ölmüştü.Film Sigmund Freudun takipçilerinden Avusturyalı Arthur Schnitzler in "Traumnovelle" adlı romanından uyarlandı. Cinsellik ve psikanalizin içiçe geçtiği erotik bir yolculuk, korkutucu bir rüya analizi olan bu film macera filmi kalıplarına uyuyor.Victor Ziegler rolünde izlediğimiz Sydney Pollackı daha çok yönettiği filmlerden tanıyoruz ( Out of Africa , Tootsie , Akbabanın Üç Günü ,The Way We Were ).Prodüktör ve aktör olarak da sayısız filmi var.İlginç Not : Film çekilirken yönetmen Kubrick ile kavga eden Harvey Keitel filmde oynamaktan vazgeçti ve rol Sydney Pollacka verildi. Filmin çekimleri bittikten sonra Kubrick tarafından bir kaç sahneyi yeniden çekmek için çağırılan Jennifer Jason Leigh ise çekimlere gelmeyi kabul etmeyince onun bulunduğu bütün sahneler Marie Richardson ile yeniden çekildi. Ayrıca bir kafede Billin Nickden adresini aldığı sahnede Stanley Kubrick bir masada otururken görülüyor.Stanley Kubrick, Warner Bros.a filmin son halini teslim ettikten dört gün sonra öldü. Amerikada filmin "17 yaşından küçükler izleyemez" ibaresi almaması için, bazı sahnelerde aşırı çıplaklığı gizlemek için bilgisayarla yaratılan nesneler kullanıldı.Sinemafanatik Yorum : Stanley Kubrickin Full Metal Jackettan 12 yıl sonra çektiği ve ölmeden hemen önce tamamladığı filmde, Tom Cruise ve Nicole Kidman gerçek hayattaki gibi evli bir çifti canlandırıyor. Daha önce bilimkurgudan korkuya her türde başyapıtlar ortaya çıkaran Kubrick, bu kez de değişik tarzda bir film ortaya çıkarmış. 1975 tarihli Barry Lyndon filminde teknisyen olarak görev yapan Larry Smith bu kez görüntü yönetmenliğini üstlenmiş. Amerikada yapılan yorumlarda, Kubrick yaşasaydı böyle bir dijital sansüre kesinlikle izin vermezdi denildi. Son olarak her zaman söylenildiği gibi, "Bir Kubrick filmini tam olarak kavramak için bir kere izlemek yetmez."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder